Pazar, Haziran 22, 2008

hüseyin emir'e...

bir yıl önce tam bugün aldım, aylarca duymaya korktuğum haberini. kısacık ömrüne son bir kez daha yılın en uzun gününü sığdırdı, ama uzun yaşayamadı arkadaşım. yazmak istediğim çok şey var onunla ilgili; kendi dışında herkese değer verdiğinden, gülerken bile hüznü onu ele verdiğinden,
halkların kardeşliği için verdiği savaştan ve daha nicelerinden...
ama, en çok onun için son bir kez daha yapamadıklarımdan...
hâlâ yaşadığına inanmak istediğimden, ailesinin acısıyla yüzleşemediğimden, cenazesine gidemediğimden, aklıma her geldiğinde, ne halde olduklarını merak ettiğim halde, onları aramayışımdan, arayamayışımdan...
diyemedim başınız sağ olsun diye. başları sağ olsa da yüreklerinin sakat kaldığını bildiğimden belki. bu sözün gideni değersizleştirecek olduğunu düşündüğümden belki. ''o gitti, siz sağ kalın''!
böyle zamanlarda öte dünyanın varlığına inanmayı çok istiyorum. var olduğuna ve bizi oradan görebildiğine... (bizi merak ettiğini, özlediğini düşündüğümüzden midir yoksa onu unutmadığımızı bilsin diye mi böyle istememiz?) orada iyi olduğuna, cennette olduğuna, orada mutlu olduğuna inanmak istiyorum. çocukça, biliyorum! bildiğim tek şey var: onu çok özlediğim. varsa bir cennet cehennem; mekanın cennet. bundan eminim.
sevgilerimle canım arkadaşım...

Hiç yorum yok: